.............................................................................................................................. ..............................................................................................................
 
ANA SAYFA
ZİYARETÇİ DEFTERİ
TARİH BİLİMİ
TARİH BİLİNCİ
İSLAM TARİHİ
OSMANLI PADİŞAHLARI
PEYGAMBERLER TARİHİ
İSLAM ANSİKLOPEDİSİ
İLK TÜRKÇE EZAN
HAÇLI SEFERLERİ
1.DÜNYA SAVASİ
II.DÜNYA SAVAŞI
COĞRAFİ KEŞİFLER
KAVİMLER GÖÇÜ
RÖNESANS
MAGNA CARTA
ROMA İMPARATORLUĞU
FRANSIZ İHTİLALİ
İTİLAF DEVLETLERİ
İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRKLER
REFORM HAREKETLERİ
30 YIL SAVAŞLARI
SANAYİ DEVRİMİ
AVRUPA BİRLİĞİ
İLK ÇAĞ ANADOLU UYGARLIKLARI
ORTAÇAĞ
ASYA HUN DEVLETİ
AVRUPA HUN DEVLETİ
AK HUNLAR
1. VE 2. GÖKTÜRKLER
UYGUR DEVLETİ
DİĞER İLK TÜRK DEVLETLERİ
İLK MÜSLÜMAN TÜRK DEVLETLERİ
BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ
TİMUR İMPARATORLUĞU
KURTULUŞ SAVAŞI
MEMLUKLAR
KIBRIS VE KORE ŞAVAŞI
KÜRT DEVLETLERİ TARİHİ
AFRİKA TARİHİ
İNKA MEDENİYETİ
MAYA UYGARLIĞI
AZTEK UYGARLIĞI
ÇİN TARİHİ VE HANEDANLAR
İPEK VE BAHARAT YOLU
ÇİN VE TÜRK İLİŞKİLERİ
ABD TARİHİ
MED VE PERS İMPARATORLUKLARI
SASANİ İMPARATORLUĞU
MEZOPOTAMYA MEDENİYETİ
MISIR-EGE-YUNAN FENİKE-İBRANİ MEDENİYETLERİ
HARZEMŞAHLAR
EYYUBİLER
SİYONİZM VE İSRAİL
Yeni sayfanın başlığı
Yeni sayfanın başlığı1
Yeni sayfanın başlığı2
 

Sitenizesayac.com

KÜRT DEVLETLERİ TARİHİ

<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< Alamut Ziyar´i devleti : <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< Ziyar devleti 1011 yilinda Alamut devletinin kurucusu Hasan El Sabah tarafindan yikildi. Ziyar devleti, kürt Dailam asiretine mensup Ziyar´i oglu Merdavic tarafindan 930´da Kürt yurdunun kuzeyinde kuruldu. Egemenlik alani Taberistan ve Cürcan´i da icine alarak güneyde Isfahan´a, batida El Cezire ve Irak´a, kuzeyde Kafkaslar´a kadar uzaniyirdu. Dailam asireti, 9. yüzyilin sonlarina dogru, Abbasi halifeligi döneminde Müslüman oldu. Hazar Gölünün güneybati kesiminde yasayan bu asiret, büyük bir askeri güce sahipti. Varligini 141.yil sürdürebilen bu devlet, 8 hükümdar tarafindan yönetildi. Eski edebi eserler arasinda yer alan "Kábusname " bu dönemde, Ziyarlarin son emiri Keykawes´in amcasi tarafindan yazildi. <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< HAMDANİ DEVLETİ <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< Kürt Hamdani devleti 1039´da Arap Okayli devleti tarafindan yikildi. Hamdani devleti, Seyh El Dewle tarafindan 944 yilinda Halep bölgesinde kuruldu. Bu tarihe kadar Musul merkezi Büyük Hamdani devletinin bir parcasi´idi. Söz konusu tarihde bagimsizligini ilan eden Seyh el Dewle, Halep´i merkez secti. Yukari Mezopotamya ´yi hakimiyeti altina almaya calisan Bizans Kral Romans´la Urfa´da yapilan savasta zafer kazanan Seyh El Dewle , Suriye ve Yukari Mezopotamya´nin büyük bir egemen oldu. Bagimsizligini 95 yil koruyabilen bu devlet. Harput Kürt asiretlerinin saldirilari sonucu bir hayli zayifladi ve sonucta Araplar, bu devletin egemenligine son verdi. Bu devletin, sinirlari ve süresi icinde El Mutanabbi, Ebu Firaz ve El Farabi gibi önemli sair ve bilim adamlari yetisti. <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< BÜVEYHOĞULLARI DEVLETİ <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< Kürt Büveyhogullari devleti, 1050´de Selcuklu Sultani Tugrul Bey tarafindan yikildi. Büveyhogullari devleti 934 yilinda Ali Hasan ve Hüseyin Ahmet kardesler tarafinda Güneybati Iran´da kuruldu. Deylem Daglarinda yasayan Bercenkiaver Kürt asiretine mensup üc kardes kisa bir süre icinde devletin egemenlik alanini güneyde Isfahan- Siraz, kuzeyde ise Hamedan´akadar genislettiler. Babalari ebu Suce Büveyh´ten dolayi devleti "Büveyhogullari devleti" denildi. Abbasi Halifesi Halife Kahir Billah, bu devletin egemenligini tanimak zorunda kaldi. Sürekli ic ve dis catismalarla ugrastigi icin kültür ve sanat bu devlet sinirlari icinde fazla gelismedi. Yalniz Abudüd devletinin hükümdarligi sirasinda pek cok cami, hastane, imarathane, yollar ve kuyular yapildi. Mogol istilalari sirasinda bu bölgelerde her sey yakilip yikildigi icin bu devlet hakkinda daha ayrintili bilgi bulunmamaktadir. <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< MERVANİ DEVLETİ <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< Mervani Kürt devletinin varligina 1087´de Selceklu Sultani Meliksah tarafindan son verildi. Merkezi Silvan olan Mervani devleti, Harput Kürt asiretine mensup Bad tarafindan 981´de kuruldu. 99´de Hamdanilerle yapilan bir savasta Bad ölünce, yerine yegini Mervan´in oglu Ali gecti. Babasina atfen devlet "Mervani" olarak adlandirildi. Devletin egemenlik sahasi kisa bir sürede genisletildi : Güneyde Cudi eteklerinden baslayip Cizre- Hasankeyf´e batida Harput, kuzeyde Malazgirt ve doguda Hakkari´ye kadar uzandi. Çogu tarihciye göre Mervani devletinin zenginligine göz diken Meliksah, devletin son emiri olan Nasiruldevle´ye "memleketi paylasalim" teklifinde bulundu. Teklifi reddedilen Meliksah, veziri Fahrüldelevle yönetiminde Silvan üzerine büyük bir ordu gönderek Diyarbakir ve Silvan´i ele gecirdi ve hazinede bulunan 1 milyon altina el koydu. Son Emir Nasirüldelevle de Bagdat´in kuzeyinde bulunan Harbe köyüne sürgüne gönderildi. Mervani döneminde bircok cami, medrese, konaklama yeri, saray, köprü, hamam, su kanali yapildi. Meyafarqin´e bu dönemde üc büyük su kanali yapilarak sehrin her tarafina su verildi. Diyarbakir ve silvan, bölgenin ticaret merkezleri haline geldi. Emir Ebu Nasr döneminde kültürel ve ededi calismalara deger verildi. Yanina siginan sairler himaye edildi.Bu nedenle EI Dela, Tihami, Ebu Riza, Siman EI Hotaci gibi bircok yerli ve yabanci sair siirlerinde Emir Ebu Nasr`dan övgü ile söz etti. <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< SEDADİ DEVLETİ <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< Sedadi Kürt devleti 1164´te Selcuk Krali Meliksah tarafindan ortadan kaldirildi. Sedadi devleti 951´de Ravvadi asiretinden ( Selahaddin Eyyubi´nin mensubu oldugu asiret ) Muhammed Seddat tarafindan kuruldu. Bu devletin yönetim merkezi baslangicta Dabil.Dvin idi. Daha sonra Gence yönetim merkezi oldu. egemenlik alani Ravvadi Kürt asiretinin yönetimindeki Arran bölgesi, Nahcivan, Gence, Berba, Dubeyl ve Beylekan bölgelerinde olusuyordu. Arran güneyde Aras´la , kuzeyde Kura Irmagi arasinda yer alan ve Derbend´e kadar uzanan bir bölge idi. Romalilar ve Helenler buraya ülke adi olarak "Albaniya ", kavim olarak da "Ariyan" diyorlardi. Bu sözcük Arapcaya "Arran " seklinde gecmistir. Bu bölgenin merkezi, ipekciligi ile taninan Barda kentiydi. 944 yilinda, Deylemlilerin hakimiyeti sirasinda bu kent kuzeyden gelen Ruslarin ve Isveclerin (Vikingler) saldirisina ugradi. Bu tariften sonra bölge merkezi Gence´ye dogru kaydi. Sedadi devleti 1072´de Gence ve Ani olmak üzere ikiye ayrildi. Bu dönemde bircok mimari eser yapildi. <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< HASANVEYH DEVLETİ <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< Son hükümdari Ebul Mansur´un ölümü ile icerden bir hayli zayiflanmis olan hasanveyh devleti 1121´de kendiliginden dagildi. Bu devletin hükümranlik dönemi toplam olarak 171 yil sürdü. Devlet, Barzikan- Baruni asireti lideri Hasanveyh bin Hüseyin tarafindan 959 yilinda kuruldu. Egemenlik sahasi Sehrezor, Dinaver, Hamedan ve Nihavend bölgeleriydi. Devletin baskenti, Bisulun Dagi´nin güneyine düsen Sermac sehri id. Hasanveyh´in 979 yilinda ölmesi üzerine, yerine oglu bedir gecti. Devletin sinirlari Bedir döneminde Ahvaz, Huristan, Berucerd ve Esadabad´in katilmasi ile genisledi. Bedir´e Abbasi halifesi tarafindan "Nasruddin" unvani verildi. Bedir 1015 yilinda öldïrülünce yerine oglu Hilal gecti. Hilal da ölünce yerini oglu Tahir aldi. Hasanveyh hanedanligi Tahir´in ölümü üzerine gücünü yitirdi. Baruni asiretinin basina Iyarlar gecti. Iyarlar dönemi 989 yilinda baslamak üzerine 130 yil sürdü. <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< EYYUBİ DEVLETİ <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< Selahaddin Eyyubi´nn 4 Mart 1193´te Sam´da ölmezi üzerine Kürt Eyyubi Imparatorlugu ayni yil parcalandi. Eyyubi Imparatorlugu, Selahaddin Eyyubi tarafindan Mayis 1175´te kuruldu. Cik iyi bir dini ve askeri egitim alan Selahaddin, 1165 yilinda Misir´avezir secildi. Yönetimin cesitli kademelerine yakin akrabalarini yerlestiren Selahaddin Misir´daki durumunu saglamlastirdi. Fransiz ve Bizans ordularinin müsterek saldirilarina karsi büyük basarilar elde eden Selahaddin, Islam dünyasinda kendisini büyük sempati duyulan, tam anlami ile güclü bir vezir ve önder durumuna geldi. 10 Aralik 1171´de, varligini 200 yil sürdurmüs olan Misir Fatimi halifeligine son verdi. Kardesi Turan Sah yönetimdeki bir orduyla kisa bir süre icerisinde Hicaz, Yemen, Aden ve Mekke´yi aldi. Eyyubilerin buralardaki hakimiyeti 50 yildan fazla sürdü. Suriye Krali Nureddin´in 13 Mayiz 1174´te ölmesi üzerine Selahaddin bir ordu ile Suriye´yi dönerek orayida hakimiyeti altina aldi. Bagdat´taki Abbasi halifesi, Mayis 1174´te Selahaddin Eyyubi´nin kralligini kabul ederk fethettigi topraklardaki otorutesini tanidi. Musul sehrini de alarak Musul Atabeklerine son veren Selahaddin, ülkesinin sinirlarini Firat Nehri´ne kadar genisletti. Yukari Mezopotamya´daki kücük beylikleri de hakimiyeti altina alan Eyyubi Imparatorlugu´nun sinirlari doguda Dicle Nehri´ne, kuzeyde Ermenistan hudutlarina, güneyde Yemen´e, batida ise Tunus´a dayaniyordu. 1187´de ku¨dus sehrini Hiristiyanlarin elinden aldi ve bu, Islam dünyasinda ona büyük bir sayginlik kazandirdi. Islam´in Sünni ögretisiyle yetisen Selahhadin, kurdugu devletin resmi mezhebinin de Sünni oldugunu ilan etti. Dinde yaptigi reformlardan dolatyi, adi Yusuf iken, dini islah eden anlaminda "Selahhadin " olarak degistirildi. Eyyubiler döneminde pek cok Kürt yazar, sair, bilim adami ve aydin yetisti. Izzeddin Ali, Mecdeddin Ebu saadet, Ibnul Esir el Cezeri ( Nasrullah ) bunlardan birkacidir. <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< ALAMUT DEVLETİ <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< Alamut Kürt devleti Mogol Hükümdari Hulagu Han tarafindan 1256´da yikilarak ortadan kaldirildi. Alamut devleti Hasan El Sabah tarafindan 1011´de kuruldu. Hasan El Sabah, Ismailiye mezhebi dini ögretisi temelinde güclü bir örgütlenme yaratip, Kürt asiretlerini harekete gecirecek bir ic ayaklamayla Ziyar devletine son verdikten sonra, ayni topraklarda dini esaslara dayali bu devleti kurdu. Bagimsiz varligini 179 yil sürdüren bu devlet, 8 hükümdar tarafindan yönetildi. Devletin son hükümdari olan Hür Sah, Mogollar tarafindan idam edildi. 1124 yilinda ölen, etkileyici dini ilder ve basarili bir devlet yöneticisi olan Hasan El Sbah icin Marko Polo söyle diyor: " Bu kisi yüksek daglik bölgede bir sevgi cenneti kurdu. Cok zengin bir hazineye sahip idi. Kurmus oldugu bu cnnet nedeniyle Islamiyet icerisinde kisa zamanda genis bir taraftar kitlesi buldu. Islam ülkelerinin her tarafindan binlerce genc, bu cennete girmek icin akin ediyordu." <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< GOR DEVLETİ <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< Harzemsahlar 1214´te Kürt Gor devletinin baskenti Firuzkuk´u ele gecirerek bu devletin egemenligine son verdiler. Gor devleti, Seyfuddin Suri tarafindan 1148 yilinda Kuzeydogu Iran´da kuruldu. 1148´e kadar Selcuklu devletine bagli bir beylik olarak varligini sürdüren Kürt Gor asireti, Seyfuddin Suri´nin beyligin basina gecmesi ile bu tarihte bagimsizligini ilan etti. Suri, devlet sinirlerini kisa bir süre icinde genisletti. Selcuklular ve Oguzlarla sürekli catisma halinde bulunan Gor hükümdari Giyasuddin, büyük bir saldiri baslatarak (1173) kademeli olarak Gazne, Herat, Multan, Uccah, Siudi, Esaver, Debut ve Lahor sehirlerini aldi ve Gazneli sultan Mahmud hanedanligindan arta kalanlari tamamen artadan kaldirip kardesi Muiziddin´i Gaznelilerin varsi ilan etti. Muiziddin 1192´de Kuzey Hindistan ve Bengal´i fethetti. Kutbeddin, Aybek adli kumandanini Delhi´ye genel vali tayin etti. Giyasuddin´in 1202´de Sultan Muiziddin´in bir suikast sonucu 1206´da ölmesi üzerine devlet yönetimi zayifladi, hanedanlik parcalandi. Hükümdar Giyasuddin Mahmud´un da 1212´de öldürulmesinden sonra yerine gecen oglu Bahaüddin, yogun saldirilara fazla direnemedi. Gor devletinin egemenliginde bulunan bircok sehir, bölgenin ticaret merkezleri sayiliyordu. <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< ANNAZİLER <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< Annaziler (Arapça: عنازيون 'Annazīyūn), Şerefname de Ayyarî adıyla anılan, 990 yıllında Abu’l-Fatḥ Moḥammad bin ʿAnnāz tarafından kurulmuş bir Kürt devletidir[1]. Annazilerin hükmettiği bölge, bugünkü İran - Irak sınır bölgesinde Kirmanşah, İlam, Hulvan, Dinaver, Mandali, Şehrizor ve Dakuk gibi yerleri kapsamaktaydı. Bu devlet 1137[kaynak belirtilmeli] yıllına, Selçukluların bölgeyi işgal etmelerine kadar Kürdistan coğrafyasında varlığını sürdürmüştür. HÜKÜMDARLARI--Abul-Fath Mohammad bin Annaz (991-1011) Husam al-Dawla Abu'l Shawk Faris ibn Muhammad (1011-1046) Muhalhil ibn Muhammad (1011-1055) Surkhab I ibn Muhammad (1011-1046) Sa'idi ibn Faris (1050-1055) Surkhab II ibn Badr (? -1107) Abu Mansur ibn Surkhab (1107- ?) Surkhab III ibn Annaz (1100'lü yılların ikinci yarısı) <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< HASNAVİLER <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< Hasneviler ya da Hasanveyhiler (Arapça: حسنويون Hasnawīyūn), 959 - 1121 yılları arasında bugünkü İran'ın Şehrizor, Dinaver, Hamedan, Nihavend ve Ahvaz gibi bölgelerde hükümü sürmüş Kürt devleti. Hükümdarlar [değiştir]Hasanveyh bin Hüseyin (959-979) Bedir bin Hasanveyh (979-1015) Hilal bin Bedir Tahir bin Hilal Bedir bin Tahir bin Hilal Baruni aşiretin başına İyarların geçmesinden sonra [değiştir]Eb´ü´l-feth bin İyar Eb´ü´s Sevk Muhammed bin İyar Mühelhel Surxab bin Muhammed Sadi bin Eb´ü´s Sevk Surxab bin Bedir bin Mühelhel Eb´ü´l Mansur <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< MAHABAD CUMHURİYETİ <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< Mahabad Cumhuriyeti (Kürtçe: كوماری مهاباد; Komarî Mehabad ya da كومار کوردستانه مهاباد; Komara Kurdistana Mehabadê, Farsça: جمهوری مهاباد Jomhuri-e Mahābād), Ocak 1946'da Sovyetler Birliği'nin desteğiyle kurulan ve Sovyetler Birliği'nin çekilişiyle aynı yıl içinde yıkılan, Birleşmiş Milletler tarafından tanınmamış Kürt devleti. Bu cumhuriyette, 13 bakanın bulunduğu bir yönetim kurulu oluşturuldu. Devlet başkanı Kadı Muhammed idi. Bu cumhuriyet Senendec, Uşnu ve Miyandoab şehirlerini kapsadığı gibi başkenti Mahabad'dı. <<<<<<<<< TARİHİ <<<<<<<<< II. Dünya Savaşı sırasında Temmuz 1941'de Büyük Britanya ve Sovyetler Birliği İran'ın işgali konusunda anlaştı. İngilizler güneyden, Sovyetler ise kuzeyden saldırarak İran'ı ikiye bölerek işgal etti. Sovyetler işgal ettiği bölgelerden Azerbaycan eyaletlerinde iki cumhuriyet kurduracaktı. 16 Ağustos 1943'te KOMELA (Komeleyê Jinêweyê Kurdistan / Kürdistan Diriliş Topluluğu) kuruldu ve Mart 1944'te Hawî cemiyetiyle yardımlaşma anlaşmasına imzaladı. Ağustos 1944'te Dinbanbar Dağı'nda Üçlü Sınır Anlaşma (Peymare Sêsinor)'nın imzalanmasıyla diğer ülkelerde bulunan Kürtler ile işbirliğini sağlamaya çalıştı. Eylül 1945'te daha önce 1930'da Oramar İsyanı (Dağlıca/Hakkâri)'ndan sonra Kasım 1931'de Kuzey Irak'ta ayaklanan Şeyh Ahmed Barzani (Şêx Ehmed Barzanî) ve kardeşi Molla Mustafa Barzani (Mela Mistefa Barzanî) de katıldı. Mahabad Cumhuriyeti'nin askerinin temeli Hereki ve Şıkak aşiretlerinden oluşturuluyordu. Ekim 1945'te KOMELA, adını İran Kürdistan Demokrat Partisi (KPD-İ) olarak değiştirdi. <<<<<<<< KURULUŞU <<<<<<<<<<< Kasım 1945'te Sovyetlerin teşvik ve desteğiyle İran'da önce Azerbaycan Milli Hükûmeti kuruldu. Sovyetler KPD-İ'ye de 1.200 tüfek gönderdi. 22 Ocak 1946'ta Mahabad'da Çarçıra Meydanı'nda Mehabad Cumhuriyeti'nin kuruluşu ilan edildi. Sovyetler Şubat 1946'ta 5.000 tüfek gönderdi. <<<<<<<<<<< KÜRT - AZERİ İLİŞKİLERİ <<<<<<<<< 3 Mayıs 1946'ta Mahabad Cumhuriyeti ile Azerbaycan Milli Hükûmeti arasında bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşmaya göre: 1. İki tarafın topraklarından her birine, tarafların her birinin temsilciler gönderilecek, 2. Kürtlerin çoğunlukta olduğu Azerbaycan topraklarında, Kürt yönetimi temsilcileri, Azerilerin çoğunlukta olduğu Kürt topraklarında ise Azeriler arasında temsilciler bulunduracak, 3. İki hükûmet, ekonomik sorunlarla uğraşacak olan bir Birleşik Ekonomi Komitesi oluşturacak. 4. Gerekli olduğu zaman karşıklı askerî yardım yapılacak. 5. İran hükûmetiyle her türlü görüşmeler, iki hükûmetin onayı aldıktan sorna yürütülecek. 6. Azerbaycan hükûmeti, kendi topraklarında yaşayan Kürtler için eğitim alanında girişimler örgütlemek amacıyla gerekli olan önlemleri almayı üstlendi. Kürt hükûmeti de kendi tarafından, İran Kürdistan topraklarında yaşayan Azerbaycanlılar için aynı girişimleri gerçekleştirme vaadinde bulundu. 7. İki halk arasında tarihi içinde yerleşmiş olan dostluk ve işbirliği ilişkilerini bozma denemesinde bulunan ya da, onların ulusal birliğine el uzatan, kim olursa olsun, iki halk tarafından cezalandırılacaktır. <<<<<<<<<< ÇÖKÜŞÜ <<<<<<<<<<<<<<<< Ancak Sovyetler 9 Mayıs'ta İran topraklarından çekilince 17 Aralık'ta İran ordusu Mahabad'ı işgal ederek Mahabad Cumhuriyeti'ni yıktı. 31 Mart 1947'de Cumhurbaşkanı Kadı Muhammed, Başbakan Hacı Baba Şeyh ve Savunma Bakanı Muhammed Hüseyin Han Seyfi Kadı, Cumhuriyetinin kurulduğu yer olan Çarçıra Meydanı'nda asılarak idam edildi. Cumhuriyete katılmış olan Barzan aşireti Nisan 1947'de Kuzey Irak'a Barzan'a döndü. Irak hükumeti Şeyh Ahmed Barzani'yi yakalayarak hapsetti ve işbirlikçi suçlamasıyla Irak ordusundan dört subayı idam etti. Mustafa Barzani|Molla Mustafa Barzani ise Barzan bölgesinden kaçarak Aras Nehrine ulaştıktan sonra Sovyetler Birliği'ne iltica ederek Bakü'ye gitti. Bu cumhuriyetin millî marşı, Koye (Köysancak) doğumlu şair Dildar (Yunus Rauf)'ın 1938'de hapisteyken Sorani lehçesiyle yazdığı Ey Reqîb (Ey Rekip) idi. <<<<<<<<<<<< BAKANLARI <<<<<<<<< Cumhurbaşkanı (Serokê Komara Mehabadê): Kadı Muhammed (Qazî Mihemed) Başbakan (Serokwezîr): Hacı Baba Şeyh (Hacî Babe Şêx) Savunma Bakanı ve Ordu Başkomutanı (Wezîrî Ceng û Parastin û Hevkarê serokkomar): Muhammed Hüseyin Seyfi Kadı (Mihemed Husên Xanî Sêyfî Qazî) Propaganda Bakanı (Wezîrê Propaxande): Sıdık Haydaranî (Sidîq Heyderî) Eğitim ve Kültür Bakanı (Wezîrê Perwerde û Hinkariyê): Menaf Kerimî (Menaf Karîmî) İçişleri Bakanı (Wezirê Karê hundurin): Muhammed Emin Müinî (Mihemed Emîn Mu'înî)[kaynak belirtilmeli] Sağlık Bakanı (Wezîrê Tendurustiyê): Sayit Muhammed Eyüban (Seyid Mihemed Eyûbyan) Sanai Bakanı (Wzîrê Aborî): Mirza Ahmed İlahi (Ehmed Îlahî) Çalışma Bakanı (Wezîrê Kar): Halil Hüsrevî (Xelîl Xusrewî) Post ve Telegraf Bakanı (Wezîrê Post û Telegiraf): Kerim Ahmedyan (Kerîm Ehmedyan) Ticaret Bakanı (Wezîrê Bazirganiyê): Hacı Mustafa Daufî (Hacî Mistefa Dawudî) Adalet Bakanı (Wezîrê Dadperweriyê): Molla Hasan Mecidî (Mela Husên Mecdî) Tarım Bakanı (Wezîrê Kiştûkal): Muhammed[kaynak belirtilmeli] Valizade (Mihemed Welîzade) Dışişleri Bakanı (Wezîrê Tegbîr û Meşweret Pêkirînê): Hacı Abdürrahman İlhanîzade (Hacî Ebdulrehman Îlxanîzade) Ulaştırma Bakanı (Wezîrê Rê û Ban): İsmail İlhanîzade (Îsmaîl Îlxanîzade) <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< ŞEDDADİLER <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< Şeddadiler (Arapça: شداديون Shaddādīyūn), 951 - 1199 yılları arasında Ermenistan ve Arran'da hükümü sürmüş Kürt hanedanı. Kura ile Aras nehirleri arasında bulunmuştur. Önce Dvin'de kurulmuş ve bazen Ermenistan'ın Bagratuni hanedanı ile evlilik gerçekleştirilmiştir. Dvin dışında Berde, Gence gibi kentleri de hakimiyeti altına almıştır. Selçuklulara yaptığı hizmetinden dolayı Ani kentini hediye edilmiştir. 1047 ile 1057 yılları arasında Bizans ordusuna karşı savaşmıştır. Şeddadi emirleri [değiştir]Muhammad bin Shaddad (951-971) Ali Lashkari bin Muhammad (971-978) Marzuban bin Muhammad (978-986) Al-Fadl I bin Muhammad (986-1031) Abu-l-Fa't Musa (1031-1034) Ali II Lashkari (1034-1049) Anushirvan bin Ali II Lashkari (1049) Abu-l-Aswar Shavur I bin al-Fadl I (1049-1067) Al Fadl II bin Shavur I (1067-1073) Ashot bin Shavur I (1067) Al-Fadl III bin al-Fadl II (1073-1075) Ani'deki emirler [değiştir]Menuchir (1075-1118) (The emir of Ani. A mosque in the city is named after him) [1]. Abu-l-Asvar Shavur II (1118-1124) Fadl IV bin Shavur II (1125-?) Mahmud (?-1131) Khushchikr (1131-?) Shaddad (?-1155) Fadl V (1155-1161) Shahanshah (also, Sultan ibn Mahmud) (1164-1174) <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< KÜRDİSTAN KRALLIĞI <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< Kürdistan Krallığı (Kürtçe: Keyaniya Kurdistanê, Arap alfabesi: كوردستان ‎که‌یانیی‎‎) , coğrafi kültürel bölge olan Kürdistan'da 1920li yıllarda kurulmuş monarşik krallık. Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılış döneminde, Iraklı kürtler bir yarı bağımsız devlet kurmaya teşebbüs ettiler. Eylül 1922 - Temmuz 1924 yıllarında hüküm süren Kürdistan Krallığı'nı kurmayı başardılar. [1] 10 Ekim 1921 yılında Kürdistan bölgesinin büyük şehirlerinden Süleymaniye'de bir Kürt hükümeti kuruldu. Şeyh Mahmut Berzenci, Kürdistan Krallığı'nın kralı olarak kendisini ilan etti.[2] Sevr Antlaşması'ndan sonra, Süleymaniye ile bütün bölge Birleşik Krallık yüksek komiserliğinin denetimi altına girdi. Eylül 1922'de Türk ordusunun çekilmesinden sonra Birleşik Krallık, Şeyh Mahmut Berzenci'yi vali olarak tayın etti. Şeyh Mahmut Berzenci Kasım'da tekrardan kendisini Kürdistan Krallığı'nın kralı olarak ilan etti. Kabinesi şu şekile oluştu;[3] Berzenci'nin kabinesi [değiştir]Şeyh Kadir Hafız, (Şeyh Mahmud'un kardeşi) - Başbakan Abdulkerim Alaka, (bir Hristiyan kürt) - Maliye bakanı Ahmed Bagy Fatah Bag - Gümrük bakanı Hacı Molla Said Kerküklizade - Adalet bakanı Hema Abdullah Agha - Çalışma bakanı Zeki Sahibkıran - Kürdistan Ulusal Silahlı Kuvvetleri ve Savunma bakanı Mustafa Paşa Yamolki - Eğitim bakanı Şeyh Muhammed Garib - İçişleri bakanı Lozan Antlaşması'ndan sonra Birleşik Krallık yüksek komiserliği, Irak'ın bütün bölgelerini birleştirmek isteyince Şeyh Mahmut Berzenci buna karşı çıktı. Mahmut Berzenci ve hükümetin teslim olmaması üzerine Birleşik Krallık Hava Kuvvetleri Süleymaniye ve çevresini bombaladı. Güney Kürdistan'da çatışmalar meydana geldi. 24 Temmuz 1924 yılında kesin olarak Birleşik Krallık Mezopotamya Mandası'na bağlanmıştır. <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< ZEND DEVLETİ <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< Safevi Hanedanlığı’nın Çaldıran Savaşı’ndan sonra zayıflayarak devrilmesi ve Nadir Şah’ın 1736′da zor yoluyla Pers ülkesinin başına geçmesi, Kürtler için yeni ve acı tecrübeler getirdi. Dokuz yıllık diktatörlüğünde Nadir Şah, büyük askeri seferlerde Kürtleri bir kalkan olarak kullandı ve Kürt yurdunun büyük bir yıkım ve can kaybına uğramasına, Osmalıya karşı geliştirdiği saldırılar sürekli olarak Kürtlerin yerinden edilmesine sebep oldu. Osmanlı’nın Kürtlerle iyi ilişkiler içerisine girmesi Şah’ın Kürtlere karşı sert tedbirler uygulanmasını beraberinde getirdi. Bu tedbirler arasında Kürt birliğini bozmak ve aşiretler arasında sorunlar yaratmanın dışında, İran’ın doğu sınırlarını Türkmen saldırılarına karşı korumak bahanesiyle 18 bin Kürt ailesinin Horosan’a göç etmeye zorlanması vardı. Nadir Şah’ın 1747′de ölmesinin ardından gelen karışıklık ve düzensizlik döneminde, başarılı bir Kürt lider olan Kerîmxan Zend başa geçti ve 1750 ile 1779 yılları arasında İran’ı yönetti. 1750′de Şiraz’ı ele geçiren Zend, bağımsızlığını, burayı ‘kutsal ve adaletli ülkesinin’ başkenti ilan ederek duyurdu ve aradından bütün Fars topraklarını alarak Loristan’daki Kürt Bahtiyarilerin de egemenliğine son verdi. Ülke otuz yıla yakın yeni bir inşaadan geçti. Müzik, resim, mimarî ve edebiyatta müthiş ilerlemeler yaşandı. Şiraz, Firûzabad ve İsfahan gibi şehirler onarılarak birçok kervansaray yaptırıldı. Kerimxan Zend’in aydın ve merhametli bir lider olması, selefi Nadir Şah’ın vahşiliği ve kan dökücülüğünün ardından çokça ihtiyaç duyulan huzuru ülkede hakîm kıldıysa da 1779′da ölümüyle karışıklık tekrar başladı. Zend hanedanlığı bir müddet sonra ikiye bölünerek Kerimxan Zend’in kardeşleri ve oğulları tarafından yönetildi. Sırasıyla ülkeyi, Ebul Feth Xan, Eli Miraz Xan, Mihemed Eli Xan, Sadiq Xan Zendî, Eli Miraz Xan (tekrar), Cafer Xan, Litf Eli Xan yönetti ve ülke Kacarlar ile girdiği mücadeleler sonrası zayıflayarak 1794 yılında ortadan kaldırıldı. Kürtler için otuz yıllık bu egemenlik müthiş bir ferahlık getirmişti fakat Kürt Zend Hanedanlığı’nın ortadan kaldırılması yeni bir yıkımın başlangıcı oldu çünkü Zendlere son veren Kacarlar, tüm Zend aşiretini ve ve onlarla işbirliği yapmış Kürt aşiretlerini cezalandırmak için onları katletmeye başladı. Yaklaşık yüz yılı bulan bu sistemli katliamlar bir noktadan sonra Kerimxan’ı destekleyen aşiretlerle sınırlı kalmayarak diğer Kürtlerin de katliamını getirdi. Nitekim, Zend aşiretiyle geçmişten husumeti bulunan Erdelan ve Mukrî bölgelerindeki aşiretler de bu katliamlardan nasibini aldı ve Kürtlerin en eski beyliği olan Erdelan Beyliği’ne 1867′de son verildi, Mukrî bölgesindeki Babanlar ise bir kaç yıl sonra aynı kaderi paylaştılar. <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< ZENGİ ( ZENDAN )DEVLETİ <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< Zengî (Zengan) Kürd Devleti: Musul atabeyi ve Selçuklu Devleti içerisinde yetişmiş büyük komutanlardan olan Zengan Kürt aşiretinden İmadü’d-Din Zengî, Haçlıların kontrolündeki Urfa Kontluğu’nu, Hıristiyanlar arasındaki bir anlaşmazlık sırasında Ermenilerin yardımıyla 1144′te fethetti. Ticaret yollarının merkezinde olması ve dinsel öneminden dolayı Urfa’nın Haçlıların kontrolünden çıkması üzerine, Haçlılar Kürdistan’daki kalelerini kaybetmeye başladı. İkinci Haçlı Seferi’nin sebebi olan bu olaydan sonra Kürdistan’da Efrenciler olarak bilinen Haçlılar, sırasıyla Antakya, Herim, Famiye, Irka ve Cebele kalelerini de bu Müslüman Kürt devletine bırakmak zorunda kalacaklardı.Butras el-Bustani’nin* Büyük Kürt Emirleri’nden (Emirûl Ekrad-ı El Azam) olduğunu belirttiği İmadü’d-Din el-Zengî, 1127 yılında Musul Valisi olunca kendi egemenlik alanını oluşturmuş ve bir yıl sonra Şam’ı, Haçlıların elinden alarak İslam alemi içerisinde hatırı sayılır bir konuma yükselmişti. Aynı yıl, Mardin’e bağlı Hemlin, Muzer, Tell Muzer ve Cuslik kalelerini de alınca devletleşme yolunda iyi adımlar atmış ve bu kaleler için yeterince asker toplamıştı. Kısa bir sürede egemenlik alanını Orta ve Kuzey Kürdistan üzerinde genişleten Zengî, 1140′ta Diyarbekir ve çevresini topraklarına kattı. Hısn Keyfa’yı Artuklular’ın elinden alarak Siirt, Hizan, Batsiye, Matlis ve Dewmen’i ve Botan’ın sol kıyısındaki Tanzî’yi zaptetti. Birkaç ay içerisinde Kürt illerinin çoğuna kendi valilerini atadı ve vergileri düşürdüğünü ilan etti. Kürtler içerisinde büyük sempati kazanınca sırasıyla önemli Kürt merkezlerinden Ewrah (Eruh), Bahawha (Perwarî), Barho, Kingawar, Akr, Nirwa ve Hawşab (Xoşab) şehirlerini de topraklarına kattı. Elkî (Alıkî - Alkî - Elıkî) Kürt aşiretinin yardımları ve askerî desteğiyle Kürdistan’da önemli bir güç haline gelen İmadü’d-Din, 1141 yılında Amid ve Hani kalelerini kuşattı. Artukoğulları, elden bırakmak istemediği bu kaleler için büyük mücadele verip Harput Emîri Davud’tan yardım aldılarsa da Zengîler karşısında yenilgiye uğradılar. İmadü’d-Din’in bu zaferi, Artukoğulları’nın artık Zengiler açısından bir tehlike teşkil etmemesi anlamına geldi ve nitekim o tarihten sonra Zengîler, daha çok teşkilatlanma üzerine yoğunlaştılar. Kürdistan’ın çeşitli yerlerine kurdukları medreseler ile Kürt sanat tarihi ve mimarîsi açısından önemli yapıtlar inşaa eden Zengîler, bir süre sonra Haçlıların kontrolündeki kalelere saldırmaya başladılar. 1144 yılında Esârib kalesinin kuşatılmasıyla başlayan bu süreç, kısa sürede Suruç ve Harran gibi önemli merkezleri de içine aldı. Nitekim, Xalfetî (Halfeti), Biradcık (Birecik) ve Urfa’yı elinde tutan Haçlılar, onun kuşatması karşısında hiçbir şey yapamadılar ve Ermenilerin yardım etmesi üzerine şehri teslim ettiler. Birçok mimarî düzenlemeye gidilen Urfa’da, bu dönemde birçok kilise camiye çevrildi. Halen Urfa Ulu Camii ve Saat Kulesi bu yapıların ayakta kalanlarındandır. Kürt kimliğinden çok İslam kimliği ile bilinen Zengîlerin kurucusu İmadü’d-Din, son seferini Beşnawî Kürtleri’nin egemenliğindeki Finik’e (Şırnak, Güçlükonak) yaptı. Burada bir muhafız tarafından öldürülünce, Zengîlerin egemenlik alanı oğulları Nureddîn Mehmûd ve Seyfeddîn Gazî arasında bölündü. Nureddin Mehmûd, batıda kalan egemenlik alanını Halep’ten yönetirken, Seyfeddîn Gazî, El-Cezîre’ye hakim oldu ve Musul’u başkent ilan etti. Seyfeddîn Gazî’nin 1148′de ölmesi üzerine ağabeyi Kudbeddîn idarenin başına geçti ve Nureddîn Mahmud ile birlikte davranarak Haçlılar’dan sırasıyla Antakya, Herim, Famiye, Irka ve Cebele kalelerini aldı. Bu sırada Nûreddîn Mehmûd’un ordusunda Haçlılar karşısında büyük zaferler elde eden Şêrkûh ve yeğeni Selahaddin ise dikkat çekiyordu. Başarılarından dolayı Mısır’a gönderilen ve 1171′de Fatımîlere, Mehmûd’un emriyle son veren bu iki Kürt, ilerde Eyyübîler Devleti’nin kurucuları olacak ve aynı zamanda Zengî hakimiyetine de son verecekti. Kısa bir süre sonra Kutbeddin de ölünce oğulları arasında anlaşmazlık çıktı. Duruma el koyan Nûreddîn Mehmûd, II. Seyfeddîn’e Musul’u, II. İmadeddin’e de yine bir Kürt bölgesi olan Sincar’ı verdi; geriye kalan Nusaybin ve Habur’u ise kendi topraklarına kattı. Bununla da yetinmeyerek Anadolu’ya doğru yaklaştı ve Türk hükümdarı II. Kılıçarslan’ın elindeki bazı yerleri aldı. Bu esnada Bağdat’ta bulunan Abbasî halifesi, Nureddîn Mehmûd’un Musul, El-Cezire, Hewlêra (Erbil), Xilat (Ahlat), Suriye, Mısır ve Konya hükümdarlığını tasdik ettiğini bildirdi. Fakat çok geçmeden 1174′te NureddÎn Mehmûd, Şam’da vefat etti. Bu sırada Mehmûd’un kurmayları tarafından tahta geçirilen 11 yaşındaki oğlu Melik-üs Salih İsmail, babasının topraklarının neredeyse tümünü Selahaddin-i Eyyûbî’ye kaptırdı. Bu sırada II. Seyfeddîn, anlaşmazlık öncesi kendisinin yönetiminde bulunan Harran, Nusaybin, Urfa, Habur ve Suruç gibi şehirleri geri aldı. Önceleri, Dımaşk (Şam) emirlerinin davetine uymadıysa da Selahaddin’in Şam ve çevresini yönetimine katması üzerine 1176′da Selâhaddin üzerine sefere çıktı ve yapılan savaşı kaybederek kısa bir süre sonra öldü. Bu tarihten sonra varisler tarafından bir türlü bölüşülemeyen devlet yıkılma sürecine girdi ve 1223′te Nasıreddîn Mehmûd’un ölmesi ile son kale olan Musul’daki egemenlik de sona ermiş oldu. Günümüzde de varlıklarını sürdüren Kürt Zengan Aşireti’nin kurmuş olduğu devletlerden Zengî Hükümdarlığı, yönetim ve hakimiyet alanında baskın oranda Kürtlerin olması açısından Kürt devleti olmasına rağmen, dönemindeki bütün hükümdarlıklar gibi resmi dil olarak Arapça’yı kullanmışlardı. Daha çok Kürdistan’da imara yönelik çalışmalarıyla iz bırakan Zengîler döneminde, Kürt mimarîsi ve sanat tarihi adına şu yapıtlar dikkat çekmektedir: El-Atika Medresesi, Musul Ulu Camii (Cami-i Nûri) Dımaşk İç Kalesi, Bab-ül Ferec, Dâr-ül-Adl, Dâr-ül-Hadîs, Mâristan, Medrest-ül-İzziyye, Medreset-ül-Nûriyye, Kâhiriyye, Musul’daki Pirra Köprüsü. <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< GUTİ <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< Zagros daglari ve Asagi Zap nehrinin kiyilarinda yasayan ve bu günkü Kürtlerin atalarindan biri olan Gutiler, M.Ô. 2700 yillarinda müstakil bir devlet kurar, Mezopotamya ve cevresindeki verimli top-raklara yerlesirler. Mezopotamya kuzeyindeki Akad memleketlerini MÔ. 2649 yillarinda isgal edip tam iki asra yakin, Sümer ve Akadlari idare eden Gutiler, MÔ. 2400 yillarinda Lololarla birleserek güclü bir devlet kurar ve büyük bir medeniyeti gelistirirler. Tekrar Akatlara karsi yenik düsen Gotiler eki vatanlari olan Zagros daglarina cekilmek zorunda kalirlar ancak M.Ô. 2700 yillarin Asur Imparatoru 1.Salmanasarla kanli bir savasa giren Gotiler tarihi bir direnis ve basari gösterdiler. <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< LOLO KÜRT DEVLETİ <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< Lololar, eski tarihte Süleymaniye bölgesinde oturan büyük zagros halk toplulugundan biridir. Bu günkü Kürtlerin atalarindan olan lollolar, tarihin degis dönemlerinde, devletler kurmus, bagimsizlik ve özgürlüklerini sürdürmüs, ilim, sanat ve kültürde hayli ilerlemis, vatanlarini korumak icin komsulari olan Asur ve akatlarla bir cok savaslara girmislerdir. Zehave bölgesinde kesf edilen milattan önce 2800yillarinda Lolo kraligi dönemine ait olan bir antik levhaya göre Halman (bu günkü Hilvan) bölesiyle Zehave bölgesi o dönemlerde lollo kraligina bagliydi. Lololarin devleti, Süleymaniye, Sêxan, Zehav, Sehrizor ve Kerküke kadar genis bir sinir vardi. Devletin baskenti Zimri sehriydi. Lollolarin kurduklari devlet, yaklasik bin yil devam ettikten sonra milattan 18.yüzyilda Akad krali Naram-sin´in saldirisina ugrar ve Akatlarin yönetimine gecer. Gotilerin Akat topraklarini isgal hareketi sirasinda, lollolar, tekrar bagimsizliklarini kavusurlar ve Gotilerle iyi dostluk iliskilerini kurarlar. Milattan önce 10. yüzyilda Asurlarin saldirilarina maruz kalan Lollo krali (Amixa) Süleymaniye yakininda bulunan "Pirmigro" kalesine kacmak zorunda kalir ve baskent Zimri kenti, Asurilerin denetimine girer. Sonra Asurlarin kendi aralarindaki anlasmazliklarindan ötürü Lollo bölgesi bir cok huzursuzluk, baskaldiri ve kavgalara sahne olur. Bu durum Asur hükümetin yikilis ve Med Imparatorlugunun kurulusuna kadar devam eder. <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< BOTAN KÜRT DEVLETİ <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< 1803 yılında Cizre’de dünyaya gelen Bedirxan Bey, 18 yaşında (1821) Botan Emirliği’nin başına geçti. Bedirxan Bey çok genç yaşta olmasına rağmen, çevredeki Kürt beylerine iktidarını kabul ettirdi. Osmanlıya asker ve vergi vermeyi reddetti ve bağımsız bir ordu kurup kendi emirliğinin içerisine yeni topraklar katarak genişlemeyi sürdürdü. Kısa bir süre içerisinde Bitlis, Hakkâri, Muş, Van ve Kars Kürt beyleriyle ittifak sağlayarak Osmanlı eğemenliğine karşı Peymana Pîroz’u (Kutsal Anlaşma) gerçekleştirdi. Bu birliğe Doğu Kurdistan’ın en büyük Kürt beyliği olan Erdelan Beyliği’ni de dahil ederek, aşiretlerden ortak bir ekip kurdu ve kaleleri gözden geçirip yeni kaleler inşaa etti. Kurulan ordunun askerî gücü arttırılarak, Cizre’de biri barut diğeri tüfek üreten iki atölye kurdu. Yerli uzmanların yetişmesi ve modern savaş taktiklerini öğrenmeleri için Avrupa’ya öğrenciler gönderdi. Ermeni ve Asurilerle antlaşmalar imzalarak onların güçlerini yanına aldı ve Kürtler için gayri müslimlerle evlenmeyi serbest bıraktı. Osmanlı’nın aldığı vergiden çok daha az bir oranla vergi aldığı için halkın sempatisini topladı böylece civar halkların topraklarını da beyliğine kattı. En büyük hayalinin Karadeniz ile Van Gölünü tıpkı yine o zaman yapımı konuşulan Süveyş gibi bir kanalla birleştirerek denizlere açılmak olduğu söylen Bedirxan Bey, ticaretin gelişmesini sağlamak için Van Gölü’nde deniz taşımacılığını geliştirdi ve modern gemi inşa tekniklerini öğrenmeleri için de 140 öğrenciyi İngiltere’ye gönderdi. Nihayet 1842 yılında bağımsızlık ilan eden Bedirxan Bey, Cizre’yi başkent yaptı Kurdistan bayrağı çekildi. Kürt liderler, Kurdistan hükümetini koruyacaklarına ve Bedirxan Bey’i destekleyeceklerine dair and içtiler. Süreç, Kürt coğrafyasının Osmanlı’dan ayrılması doğrultusunda gelişiyordu. Bu da İstanbul’un yanı sıra bölge üzerindeki çıkar dengelerini sarsacağı için Avrupa devletlerini ürkütüyordu. Batılı misyonerlerin teşvikiyle, Asuriler, Bedirxan Bey ile olan anlaşmalarını bozarak ona olan desteğini geri çektiler. Bu noktadan hareketle, batılı devletlerin sultan üzerindeki baskıları, Osmanlı yöneticilerini Bedirxan Bey’e karşı harekete geçmeye teşvik etti. Mereşal Hafız Paşa, görüşmeler yoluyla Bedirxan Bey’in Osmanlı hakimiyetini tanımasını sağlamakla görevlendirildi. Ne var ki Bedirxan Bey görüşmeleri kabul etmedi ve ne yapıldıysa sultandan gelen teklifleri reddederek Kurdistan’ın bağımsızlığını vurguladı. Tarih, 6 Haziran 1847′yi gösterdiğinde Osmanlı ordusu üç koldan başkente saldırıya geçtiler. Harput, Urfa, Diyarbekir, Erzurum, Bağdat ve Musul bölgelerinde bulunan askeri güçler de bu taarruza katıldılar. Osmanlıların sayıca üstünlüğüne rağmen Bedirxan Bey’in kuvvetleri ilk çarpışmada üstünlük elde ettiler. Fakat Bedirxan Bey’in yeğeni ve önemli komutanlarından Yezdan Şer’in esir düşmesi neticesinde gizli cephanelerin yerleri ortaya çıkmış ve silah fabrikası Osmanlılarca ele geçirilmişti. Bu arada Kars, Van ve Muş’ta da Kürt aşiretleriyle Osmanlı askerleri arasında küçük çaplı çatışmalar meydana geliyordu. Bir sonraki çatışmada Kürt beylerinin yardıma geç ulaşması sonucu Bedirxan Bey, kendi birliğiyle Eruh Kalesi’ne çekilmek zorunda kaldı. Osmanlıların kale kuşatması görüşmelere zemin hazırladı 27 Temmuz 1847′de Bedirxan Bey, hiçbir askerine dokunulmaması şartıyla teslim oldu. Bedirxan Bey ve ailesi önce İstanbul’a daha sonra da Girit adasına sürgüne gönderildi. Aşırı nemden dolayı hastalanan Bedirxan Bey, Kürdistan’da ölmek istediğini sultana bildirdiyse de bu isteği kabul görülmedi ve Şam’a sürüldü. Son yıllarını burada yaşayan Bedirxan Bey, 1868′de burada öldü. <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< MİTANİ DEVLETİ <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< Mitannî Krallığı, milattan önce 1500’lü yılların başında Kürdistan coğrafyasının kuzeybatısında bir üst medeniyet olan Hurriler tarafından kuruldu. Hititlerin belgelerinde geçtiği haliyle isimlendirilen bu ülkenin kendi dilinde hangi adla anıldığı henüz tespit edilmemiş olmakla birlikte; büyük kanı onların da çağdaşları Asurîler gibi ülkelerine Hani-Galbad adını verdikleri yönündedir. Mitannî Krallığı, Fırat kıyısındaki Qarqamiş (Karkamış) kentinden başlayarak Bêlih ve Xabûr’u da çevreleyip Nisibis’e (Nusaybin) kadar uzanıyor ve doğuda Bitlis, kuzeyde Elazığ ve Malatya’yı içine alarak güneyde Aleppo (Halep) ve Nuzzi (Kerkük) kentlerini kapsıyordu. Kuzey ve batısında Hattilerin bulunduğu ülkenin güneyinde Asurîler, doğusunda ise diğer Hurrî kabilelerinin oluşturduğu küçük krallıklar bulunmaktaydı. Mitannî Krallığının başkenti, bugün Mardin olarak bilinen ovada kurulu Waşukkannî’ydi. Asurîlerle girdikleri savaşlar sonrası zayıflayarak M.Ö 1200’lere doğru dağılan; fakat M.Ö 900’lü yıllara kadar Asurîlerin bir eyaleti olarak devam eden krallık, tek hanedanlık olmak üzere 14 kral tarafından yönetildi (Kirta 1500-1490, I. Shuttarna 1490-1470, Barattarna 1470-1450, Parshatatar 1450-1440, Shaushtatar 1440-1410, I. Artatama 1410-1400, II. Shuttarna 1400-1385, Artashumara 1385-1380, Tushratta 1380-1350, Shuttarna III 1350, Mattivaza 1350-1320, I. Shattuara 1320-1300, Wasashatta 1300-1280, II. Shattuara 1280-1270). Güçlü dönemlerinde Asur ve diğer komşularının topraklarına el koyarak vergi alan Mitannîler, Mısır hanedanlıklarıyla sağlam bir bağ oluşturmuş ve kral eşlerinin firavun soyundan olmasına dikkat etmişlerdi. Ülke kralının, halkın babası olarak görüldüğü ve çoktanrılı inancın geliştiği ülkede, inanç sistemi ve tanrı isimleri Wedîk Hindî inancının tanrı isimleriyle aynıydı. Hindo-Aryen oldukları kabul edilen Mitannîlerin kral isimleri, tanrı adları, at yetiştiricilikleri, iki tekerlekli savaş arabaları, işleme ve çömleklerde kullandıkları motif ve teknikleri, sahip oldukları coğrafya ve diğer kültürel terimler ile halen Kürtçede yaşayan kimi sözcük ve Kürtler tarafından halen kullanılan kimi coğrafî adlar onların bugünkü Kürtlerin ataları oldukları savını kuvvetlendirmiştir.[Linkleri görebilmek için Üye Olmalısınız. Ücretsiz Üye Olmak İçin Tıklayın...]Çanak-çömlekçiliğin ilk başlarda gelişmekte olduğu ülke zamanla halı dokumacılığının icat edildiği bir merkez oldu. Mezopotamya, Mısır ve Agyan (Ege) sanatlarından etkilerin bulunduğu Mitannî sanatı, bazalt taşlar üzerine yapılmış işlemelerle günümüze kadar ulaşabilmiştir. Kanatlı güneş, tilki, yıldız ve insan başı figürlerinin yer aldığı işlemelerin büyük bir kısmı Fransa’daki Louvre Müzesi’nde bulunmaktadır. Sosyal hayatın ve mülk edinme kavramlarının gelişmiş olduğu Mitannî halkında bütün önasya toplulukları gibi evlilik, hukukî bir akit olarak kabul ediliyordu. Medenî hukukun temelini şahsî mülkiyet kavramı oluşturuyordu. Mitannîlere ait veraset, vekalet ve yargılanma ile ilgili bir takım çivi yazılı tabletler Kerkük ve Musul yöresindeki kazılarda bulunmuştur. Bu tabletler, ülkenin ne denli bir sosyal yapıda olduğunu çok iyi yansıtmıştır. Kürt sözcüğünün ilk hali olarak kabul edilen ve ilk kez bu dönemde Asurlular ile yapılan ve Mittanîlerin kaybettiği bir savaş sonrası, Asur Kralı I. Tiglath-Pileser adına hazırlanan zafer silindirinde (M.Ö. 1125) geçen Kurtie / Qurti halkının ismi bu döneme denk gelmektedir. Asurluların bu yazıtta bahsettiği ve Azu Dağı’nda yer aldığı söylenen Kurtie, arkeologların belirlemesine göre Hizan Dağı dolaylarındaki Kurtî bölgesi ile aynıdır. Nitekim ünlü Kürt tarihçisi Şerefxan, 1597 yılında yazdığı Şerefname’de bu bölgeden Kürt yöneticilerin ikametgahı olarak bahsetmektedir. Yazıktır ki, 25 Aralık 1935’te Türkiye Cumhuriyeti’nin bazı Kürt yerleşim birimlerinin ismini değiştirmesinden nasibini alan Kurtî nahiyesinin adı Aksar olarak değiştirilmiştir. M. Izady’ye göre, 3100 yılı aşkın bir zaman dilimi yaşayan ve Kürt isminin doğum yeri olan bu isim çok yakın bir dönemde tarihe karışmış olmaktadır. Tarihçi Gernord Wilhelm ve Prof. Ephraim Avigdor Speiser, Kral I. Tiglath-Pileser’in bu tabletinde geçen Kurtie / Qurti sözcüğünün evrim geçirerek klasik Yunan ve Roma metinleriyle İslam öncesi Farsça kaynaklarda Kurtî (Latincede Cyrti) halini aldığını söylerken, M. A. Morrison ve D. Owen ise bilinen ilk Mitanni kralının isminin Kirta olmasını ve bunun Kurtie sözcüğüyle olan etimolojik bağını vurgularlar. Mitannilerin kalıntılarıyla ilgili olarak ilki 1880’de olmak üzere, Qazanê (Urfa – Konuklu köyü), Qarqamiş (Antep - Karkamış), Kelazan (Elaziz Kalesi), Sêgir (Diyarbakır – Üçtepe), Xawuştran (Diyarbakır’ın Bismil ilçesine başlı Kavuşturan Höyük Köyü), Tirban (Siir- Türbehöyük), Gircafer (Malatya - Cafer Höyük), İzollu (Malatya), Pirotan (Pirotlu – Malatya), Gundê Şêran (Malatya – Aslanlı Köyü), İsahöyük (Malatya) Halep, Rassulayn (Suriye) Musul (Ninewe) ve Kerkük (Nuzzi) kazıları yapılmıştır. Türkiye sınırları içerisindeki kazıların çoğu baraj alanı kurtarma kazıları olarak yapılmış ve kalıntıların çoğu kurtarılamamıştır. 1979 yılında başlayan Karakaya Barajı alan kurtarma kazılarının İsahöyük ve İzollu’dan sonraki ayakları başlamadan sona erdirilmiştir.
 

Tarihte Bugün Online E-Devlet Hizmetleri
EMemleketim.Com
TC Kimlik No
Vergi Kimlik No
ÖSYM Sonuçları
SSK Hizmet Dökümü
İnternet Vergi Dairesi
Motorlu Taşıtlar Vergisi
Telefon Rehberi
Su Fatura Ödeme
Doğalgaz Fatura Ödeme
Online E-Devlet Hizmetleri
TC Kimlik No
Vergi Kimlik No
SSK Hizmet Dökümü
İnternet Vergi Dairesi
Motorlu Taşıtlar Vergisi
Telefon Rehberi
ÖSYM Sınav Sonuçları
ÖSYM Sınav Sonuçları
ÖSS Sonuçları
KPSS Sonuçları
KPDS Sonuçları
LES Sonuçları
TUS Sonuçları
ÜDS Sonuçları
ALS Sonuçları
DGS Sonuçları
Diğer Sınav Sonuçları
ÖSYM Sınav Takvimi
E-Devlet Linkleri:
EMemleketim.Com
Online Hizmetler
Milli Eğitim Bakanlığı
Üniversiteler
Sağlık Bakanlığı
Emeklilik Hizmetleri
Hukuk ve Adalet
Emniyet Hizmetleri
Ekonomik ve Mali İşler
İş ve Eleman Arama
Genel Devlet Kurumları
Bakanlıklar
Valilikler
Belediyeler
Kaymakamlıklar
Siyasi Partiler
Silahlı Kuvvetler
Sivil Toplum
Engelli Sayfaları
Elçilik - Konsolosluklar
Avrupa Birliği
K.K.T.C.
Turizm
Tatil ve Gezi Rehberi
Deprem Linkleri
Haber Kaynakları
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol